Bu Blogda Ara

31 Ekim 2013 Perşembe

Ekmek ve Zeytin, Ahmet Büke

 "ey kullarım, eşit yaratmadım her şeyi. biriniz ısınırken, öbürünüz üşüyecek. ve bekleyecek mutluluk sürüsünün ona koşmasını."

"sabah oldu. hep olur."
 
"hayat kenarlarından eskir. elimize kağıtları tutuştursalar da o kadarını biliriz."
 
"Allahım,
şimdi isteklerimi sıralıyorum sana.
1. benden aldığın aklı geri istemiyorum."

"dalı, kolu kopunca, bazen iyi geliyor insana."

Bir Kutu Daha, Murathan Mungan

"edebiyat bir ölçüde öfke işidir. çünkü kendi içinizdeki öfkeyi, ya da dünyaya karşı duyduğunuz öfkeyi; adaletsizliğe, haksızlığa, eşitsizliğe, merhametsizliğe ve benzeri bir çok şeye karşı duyduğumuz öfkeyi dillendirmek için, bireysel silahların en öncemlisidir, edebiyat."

"zamanın bizden aldıkları yerine neler koyduğumuza bakarız. yaşama yapılan yatırımın tazelenmesi temelde budur."

"gelecek herkes için bir sanrıdır. gelecekle yapıldığı sanılan sözleşme de bir sanrı olabilir."

"dünyaya baktığımız pencere ne kadar geniş olursa olsun, kendi içimize baktığımız pencere her zaman aynı değildir. dünyayı çoğu kez acımasızca didikleyen gözlerimiz sıra kendisine geldiğince kaydırıcı, kollayıcı olabilir."

"değiştirmek istediğimiz hayatı hiç gözden geçirmediğimiz için hayat her seferinde bildiğini okur."

Lal Masallar, Murathan Mungan

 "herkes rolüne, rolünün gereğine göre bir imge geliştiriyor; sonra da bunun sonsuz doğruluğuna inanarak kendini felç ediyor."

"ben de anlamıyorum. her şeyi anlayarak mı yaşıyoruz sanki? bilerek mi? yaşadıklarımızda bilinç payının ne kadar olduğunu hiç düşündün mü?"

"yaşantıma bir anlam koymak, bir şey yerleştirmek istiyorum."

"hayır, düşlerde değil kıl payında yaşıyorum ben."

"kimse yükseklerde daim kalamaz."

"tanrı kullarına ne sırlar vermiş ağalar. bir bakışta kimse kimseyi kolay kolay anlayamaz."

"kaçaklığın ve yasaklığın üzerine sevda zor yaşanıyor."

"ömür kısa, vade insafsız, sevda zorluydu."

Bizansiyya, Lale Müldür


"elimde kalemle oturuyorum. yazmak isteyince kötü bir duygu oluyor. yanlış yapmak gibi ya da yetersiz olmak. başka birinin okuyacağını düşünerek enteresan bir şeyler bulmak gerekiyormuş gibi oluyor. derhal bu düşünceden tiksiniyorum. olanı biteni kaydetmek sadece, bu yeterli olabilir. başka birisi beni okuyarak vakit kaybetmek istedikten sonra. hiç olmazsa olduğum gibi bilmeli beni. olduğum gibi olan şey de hiç enteresan değil. enteresan olan biri var mı, onu da bilmiyorum ama ben şimdilik oturuyorum. sabah yaptığım kahveden koyuyorum kendime. kediler birbirlerine sarılmış uyuyorlar. odada ışık azalıyor. biri, beklenip beklenmediği anlaşılamayan biri, bisiklet sürüyor dışarıda."




"eğer bir çiçek yabanıl büyürse, daima ayakta kalır."

"aslında herkes iyi. kötü kişi yok. durumları, şartları kötü olanalr var, o kadar."

"dünyada olup biten her şeye aşığım ben. dünyada olup biten her şeye kırgınım ben."

"ben aslında yaşamaya tahammül edemiyorum."

"derinliğine hayatı incelendiğinde herkes o akdar anlaşılır oluyor ki. bu noktada herkesi affetmek mümkün, kendimi de."

"bu şehrin insanlarında biraz yılan, yılanlarında biraz insan var."

"sen kayıtsızsın, kayıtsızlık çıldırtabilir bir insanı, diyorlar bana."

29 Ekim 2013 Salı

HAFTADÖKÜMÜ : 27 EKİM

Araya tatil girince bolca kitap okusam da kitaplara dair aldığım notlarımı boşladım. Kitap okurken çoğu insanın kızdığı bir şey olan altlarını çizmek, üzerine notlar almak hatta bazen resim bile çizmek gibi huylarım var, bütün bunlara ek olarak bir de defterlere not almak ve bir kaç resmini çekmek, instagram da ya da tumblr da paylaşmak. üstüne üstlük kitaptan bir kaç alıntı ile resimlerini burada da paylaşmak.
Başlarda amacım, okduuğum kitapların kısa bir notunu tutmak idi. sonraları, kitaba dair düşüncelerimi yazmak oldu. Ancak, okumaya dalınca, üzerine yazı yazmak için zaman bulamaz oldum. kendimce iyi kötü kitaba dair bir kaç alıntı ile kendimce kendi okuma tarihimi tutuyorum.
Haftalık olarak okuduklarımı not etme kararı aldım ve bunu haftadökümü olarak adlandıracaqğım.


Bu hafta okuduklarım:
1. Leylim Leylim :
Bu kitabı ilk çıktığı zaman okudum, ancak mektuplara ve Ahmed Arif'e olan sempatim yüzünden bir kez daha okudum.

2. Üç Başlı Ejderha, Leyla Erbil
Eylül 2012'de Leyla Erbil okuma kararı almıştım, ancak tüm kitaplarını kütüphanede bulamayınca bu kitabu okumamıştım, denk gelince hemen aldım.

3. Kayda Geçsin, Ece Temelkuran
Sanırım, çok önceden almıştım ancak okumadan evde bırakmıştım, o da raflardan tesadüfen karşıma çıkınca okumuş oldum.

4. Terzi, Aşkım Kapışmak
TV'de denk geldiğim ve konusunu merak ettiğimden aldığım bir kitap. Leyli'den sonra bunu mu okudun yahu diyen arkadaşlarım çok oldu ama bence önyargılı olmamak lazım.

5. Yaratıcı Yazarlık
Derg kitabı okur gibi not ede ede okuduğum bir kitap oldu ancak içindeki alıştırmaları yapmadığım için geri dönüp tekrar bakmayı düşünüyorum. Belki de başucu kitabım olur :D 

6. Duvar, Jean-Paul Sartre
Çok eskiden okumuştum ama geçen gün sahafta denk gelince alıp tekrar okumak istedim ki iyi ki de okumuşum. Hani bazı kitaplar vardır belli yaşlarda okunsa da anlaşılmaz ya bence bu da öyle bir kitap benim için. Tam anlamıyla hala anlamamış bile olabilirim ama şunu diyebilirim ki ilk okumamda hiç anlamamışım.

7. Ve Dağlar Yankılandı, Khaled Hosseini
Freshken Kite Runner'ı ingilizce dersinde okumuştuk ve beni çok etkilemişti. Filmi de öyle. Ardından çıkan A Thousand Splendid Suns çıktığı zaman Almanya'daydım ve kitapçıda kuyruk bekleyerek almıştım o kitabı, ki aldığım gün okuyup çok da ağlamıştım. Ancak, bu kitabı beni diğerleri kadar etkilemedi. acaba git gide duygusuzlaşıyor muyudum derken kendi kendime, yoksa dilin etkisi mi diye de sormaya başladım. Çünkü, bu benim okuduğum ilk Türkçe kitabı. Bu konu üzerine düşünmek istiyorum. Hatta bulursam ingilizcesini de okuyacağım.

8. Tezcanlı Hayalet Avcıları, Müge İplikçi
 Eve gidecektim, gideceğim gün Müge İplikçi bizim okula söyleşi için geldi, katılamadım ama Homer'de kitaplarını görünce aldım. Bu kitabında hüzünlü ve hayattan öyküler var ve ben çok sevdim.

9. Saklambaç, Müge İplikçi
İçine bakmadan ancak kabına bakarak aldığım bir kitap ki, gençlik kitabıymış. Elime almışken hatta Homer'den parayla da almışken okumadan edemedim ve okduum. Çok sevemedim ama sanırım yaşım gereği ama bence gençlik kitabı olarak oldukça etkileyiciydi. İnceden inceye 'dilsizlik ve belleksizlik' konusuna da değinmiştir. Buna ek olarak, bir bölümü oldukça renkliydi. Oldukça değişik bir kitaptı.

Kırmızı Karanfil, Gülten Akın





Kayda Geçsin, Ece Temelkuran






Daktiloya Çekilmiş Şiirler, Nilgün Marmara






Sultanı Öldürmek, Ahmet Ümit



"onlara kim olduğunu göster."

"yüksel yükse ki yerin bu yer değildir/dünyaya geliş ghüner değildir."

"devlet o kadar iffetli bir gelindir ki, iki kişinin birden karısı olamaz."

"yaptığı hatanın bedelini ödemeyen insanlar, toplumumuzun felakete sürüklenmesinin baş müsebbidirler."

"tarih, geçmişteki gerçek midir? geçmişteki gerçeği yorumlayan bilim insanının yazdıkları mı? hangisi? bu tartışma bile tarihin konusuyken,..."

Kılavuz, Bilge Karasu




"yazmasaydım, unutup gidecektim belki de çoğunu."

"Arkadaşlıklarda, dostluklarda, sevgilerde karşısındakini ele geçirilecek bir ülke gibi görenler vardır. Tedirgin eder beni böyleleri."

"mutluluğun kimi insana ölümü düşündürdüğünü bilmez değilim."

"asıl mutluluk bu olsa gerek, dedi, ulaşmağa can attığımızın biraz öncesi..."

23 Ekim 2013 Çarşamba

Sanık, Yılmaz Güney



"o insana özgü kaygı-acı karışımı birleşim çok duygulandırırdı."

"kızmak yok, eleştiriyi gögüslemeyen, dersler çıkaramayan gelişemez."

7 Ekim 2013 Pazartesi

Bangır Bangır Ferdi Çalıyor Evde, Mahir Ünsal Eriş





"illa ki iyi bir insandı."

"ezan okununca bitiyor gün çocuklar için."

"tüm gözlüklüler gibi yüzü değişir, başka bir insan olurdu gözlüğünü çıkarınca."

"'kimi sevsem' diye düşünüyordu bunlar aklından geçerken, 'hep beklemekle geçiyor vaktimin büyük çoğunluğu.'"

Mutter Zunge, Emine Sevgi Özdamar



5 Ekim 2013 Cumartesi

Leylim Leylim, Ahmed Arif'ten Leyla Erbil'e Mektuplar

"Senin hiçbir kusurun ve kabahatin yok. onu sevdinse bu, senin büyüklüğün hatta dünya kadınlık tarihinin şaheser bir olayıdır. çünkü ciddi söylüyorum inan bana, hiçbir kadın onu sevemezdi."

4 Ekim 2013 Cuma

Taziye, Murathan Mungan

"bizler Nisa suresini okuyorduk. kadınlığımızı her daim hatırda tutmak için."

"sevdama bir suret isterem."

"zaman dediğimiz nedir ki? maksat hükmetmektir. hükmetmekse, öldürmek gücünde."

"andım olsun bu zifiri gece bitecek."

"unutmak mümkünsüzdür. sen de bilirsin bunu."

"döndüm bir daha baktım. lakin sevdalanacağımı bilemezdim."

"sev beni. sahip çık bana. yüreğimin cümle mülkünü sana bağışlarım dilersen."

Ağlamak ve Gülmek, İlhan Selçuk

"yaşam bir süreçtir. herkes doğar ve ölür."

"sudan çıkmış balık krada çırpına çırpına ölür. çevresiyle uyum kuramayan canlı yaşayamaz. ölür."

"her işin bir raconu var, püf noktası var; elindeki işin cahili oldun mu kuru fasülye bile pişiremiyorsun; istediğin kadar kaynat, kaynat; olmuyor, olmuyor, olmuyor."

Oğullar ve Rencide Ruhlar, Alper Canıgüz

"Sevgili arkadaşım,
Nasılsın iyimisin. evvela ayilenin ellerinden, senin gözlerinden öperim.
...
Sen bu mektubu okurken ben herhalde gitmiş olurum. inşallah öyle olurum çünkü ben vedalaşmaktan hiç hoşlanmıyorum. seninle acı tatlı pek çok şey yaşadık bir daha hiç görüşmesekte bilmeni isterim senin gibi bir arkadaşım olduğu için çok mutluyum. hatta bir keresinde annem o deli çocukla arkadaşlık etmeyeceksin dedi ben yine de seninle arkadaşlık ettim. seni seven arkadaşın,
Hakan Tiryaki."