Bu Blogda Ara

19 Ocak 2013 Cumartesi

Der Siebente Kontinent

Bir arkadaşımın tavsiyesi ile izlediğim ilk Haneke filmi olan Yedinci Kıta'yı an itibari ile izlemeyi bitirdim. Aslında, şu an çok uykum var ama sonra yazarım diye erteleyince bir daha hiç yazamadığım için hakkında bir iki cümle yazmak istedim, gerçi bu film unutulacak gibi bir film değil.

Filmin konusu hakkında ya da filmde olanlardan bahsetmek yerine, bendeki etkilerinden bahsedeceğim. Filmi, Perşembe günü izlemeye başladım. Almanca olması ve konuşmalaırn azlığı sebebiyle dilime katkısı olur diye alt yazı falan okumadan izlerken ilk kırkbeşinci dakikasında uyuyakalmışım. Dolayısıyla, tekrar izlemeye başladım ama bu sefer pür dikkat düşüne düşüne...

Filmde, ailenin tüm kıyafetlerini kestikleri, eşyalarını kırdıkları, fotoğraflarını kestikleri hatta balık akvaryumlarını kırdıkları bir sahne var ki, işte aynını yapmak ara ara ben de çok istiyorum. Geçmişime ve şimdiye ait her türlü şeyi yok etmek, yırtmak, parçalamak... Ara ara zaman zaman yapmıyor da değilim. Okuduğum makaleleri bir anda yırtıp yırtıp çöpe atışım, okduuklarımdan ya da izlediklerimden aldığım notları yazdığım defterleri ya da günlüklerimi çöpe tıkıştırışlarım geldi aklıma, izlerken filmi. Bu durumu, bazen hepimiz yaşıyoruzdur. İşte bundan dolayı, izleyin ve düşünün film ve hayatınız üzerine derim, ben

Yanılmıyorsam, filmin sonlarına doğru 'Power of Love' adlı şarkıyı duydum. Yıllar önce, CDler daha yeni yeniyken Ceine Dion'un CDsini almıştık, evde ailecek dinlerdik biz o CDyi, işte o geldi aklıma. Daha fazla düşünmeden hatta hiçbir şey düşünmeden, şarkıyı dinleye dinleye uyuyacağım, en iyisi bu şu an.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder