Bu Blogda Ara

27 Ocak 2013 Pazar

Kırmızı Pelerinli Kent

Bu blogu açma sebebim okuduğum kitapalr, izlediğim filmler ya da tiyatrolar hakkında ufak tefek notlar yazmak idi. Beni düzene sokacağına inanıyordum. Defterlere karalamalar yapmak yerine düzenli düzenli buaraya yazacaktım yani en başta amacım bu idi. ama, olmadı. Dağıldım yine. Hayatımda iki gün kendime koyduğum düzenli kurallar silsilesini uygulasam, kalan beş gün onlardan eser kalmıyor. Son günelrde ise iyice dağıldım. Dersler, çalışmalar ve bolca kitap okuma ile geçti günlerim. ancak, onları yazmaya henüz vakti bulamadım. Belki de yazmam. Ama, Aslı Erdoğan kitaplarını es geçemiyorum. Hatta, kitapları hakkıdna sayfalarca yazı yazabilirim ve okurken altını çizdiğim satırları da. ama, buna ne vaktim var ne de yapabileceğime dair inancım.

Ne zaman anımsamıyorum ama belki de yılbaşı için eve gidişimden dönerken Carefour'daki D&R'dan tüm kitaplarını aldım, Aslı Erdoğan'ın. Hangisini okuyacağıma karar veremediğim için poşetin içinden rastgele seçip başlaıdm okumaya. Çıkan kitap, Kabuk Adam idi. Ardından Kırmızı Pelerinli Kent'i okudum.Sonra, biraz ara verdim çünkü fazlasıyla depresif gelmişti ve okurken ben de daralıyordum, zaten sıkıntılı bir ruh hali içindeyken hele hele finaller ve projeler üstüme üstüme hiç okunmaz deyip, ara verdim. Zaten, yaşadığım dağılma da tamamen bundan sonra oldu diyebilirim. Aslı Erdoğan gibi akademik hayatı yarıda kesmeyi bile düşünmedim değil. Neyse, şu an konumuz bu değil. 

Demem o ki, Aslı Erdoğan kitapları ve Sylvia Plath'in Sırça Fanus'u bende hemen hemen aynı etkileri yarattı. Şu günler, güya ara tatil olduğu için yani bana değil ama akademik yarıyıl tatili olduğu için en azından derslerin olmaması ile birazcık toparlandım, ve kaldığım yerden devam edeceğim Aslı Erdoğan okumaya. 
Son söz olarak, hayat kolay değil ama dayanmamız lazım umudumuz yitirmeden. Bu kitaptan sonra, her başarısızlığın ardından  umudunu yitirmeden yoluna devam eden bir kadını anlatan bir kitabı okumaya karar verdim. Tante Rosa'yı...

2 yorum: