Bu Blogda Ara

27 Ocak 2013 Pazar

Mucizevi Mandarin

Bir kaç hafta önce okumaya başladığım Aslı Erdoğan kitaplarına evrdiğim araya son verip, Mucizevi Mandarin'i okudum. Kitap altı öyküden oluşuyor ve altı öykünün kimisi de kendi içinde öykülerden oluşuyor. Yitik Gözün Boşluğunda, yani ilk öyküde kitabın adı ile aynı olan bir alt öykü vardır. Mucizevi Mandarin...

Avrupalılar Çin devlet memurlarına 'mandarin' derlermiş. Yaşlı ve çirkin bir mandarin, karşılığını para ile ödeyebileceği bir zevk gecesi için güzel ve taş kalpli bir fahişeye gitmiş. Fahişe, arkadaşlarını çağırmış sabaha doğru ve mandarini soymaya kalkışmışlar, dövmüşler, bıçaklamışlar ama hiç yara açılmamış mandarinin vücudunda. Sonra korkup kaçmış haydutlar. Kadın ise bu olanları izleyince, mandarinden çok etkilenmiş. Adamı, şefkatle okşamaya başlamış ve her okşayışında mandarinin vüccudunda bir yara izi belirmeye başlamış. İçten ilgi ve şefkat görene kadar gizli kalan yaralar, ortaya çıktıkça adamı ölüme götürmüş. Kitap adını bu öyküden aldığı gibi temelleri de buna dayanıyor, Aslı Erdoğan'ın her öyküsündeki kadın karakterler gerçek ilgiyi ve şefkati ararlar ve ou bulana dek yaralarını kimseye göstermezler, güçlüdürler. Hatta, bir öykünün sonunda diyor ki Aslı Erdoğan, "Şefkat, bazen nasıl da ona en çok gereksinim duyanları paramparça ediyor."


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder