Bu Blogda Ara

3 Şubat 2013 Pazar

Gölgesizler

Gölgesizler, Hasan Ali Toptaş'ın aynı adlı romanından Ümit Ünal'ın sinemaya uyarladığı bir filmdir. Keşke, önce romanını okusaydım da sonra filmini izleseydim dedim ama ne roandan ne de filmden haberdardım ta ki, raflardan rastgele seçip bu gece hatta az evvel izleyip bitirene kadar.

Film, büyülü gerçekçilik ile yazılmış romanları andırıyor ve bence her izleyenin farklı anlamlandıracağı da bir film. En azından, filme dair okuduğum yorumlardan anladığım bu oldu. Bence, film bir yazarın romanının taslağını oluştururken neler düşündüğünü yansıtıyor, bir nevi yazarın beyninin içindeymişiz gibi. Yazarla beraber köye gidiyoruz, karakterlerin gözlerinden bakıyoruz. Yazar da, kimi zaman başka karakter oluyor kimi zaman başka. Hatta, bir sahnede, kitabın yazarı Hasan Ali Toptaş görülüyor ki, benim dediğimi daha da bir vurguluyor. 



Film bir çok metaforu da içeriyor. Güvercin, Cennetin oğlu, Ayı, imam, muhtar ve diğerleri, hepsi başka bir şeyin sembolü aslında. Dolayısıyla, üzerine düşünülmesi gereken bir film. Şu an, en çok merak ettiğim film ile kitap arasındaki farklılıklar ve kitabı okusaydım film hakkında ne düşüneceğimdi.

Filmin sonunda, Güvercin'in kendi kendine doğurması ve bebeğinin bir yaratık olması da oldukça gerdi, beni. Burda, ensest ilişki olduğuna dair inancım da olmadı değil. Amcası var Güvercin'in ve Cennet'in oğlunu öldürmek için saldırışa geçiyor. Kıza bağırıyor, "Kim yaptı , söyle." diye. Öte yandan, muhtarın da bir oğlu var, sanki Güvercin'in doğurduğu çocuğa benzeyen. Bunu düşününce, acaba muhtar mı, sorusu da aklıma gelmiyor değil. Başka bir şey de, tüm köylünün aslında aynı babanın çocukları olması, yani aslıdna tüm köylü kardeş, dolayısıyla tüm ilişkiler ensest sayılıyor. Ve, aslında bunların net bir cevabı yok. Zaten, yazar da bu konuda net değil, o da hikayesini kurgulama aşamasında ve biz de izleyici olarak onun aklından geçenleri izliyoruz. 

Cennet'in oğlu ise en sevdiğim karakter. Delirdiği zaman, "Kar neden yağar, kar?é diye bağırıyor. Köylülerin, hiçbiri cevap veremiyor. Zaten, orda ötekileştiriliyor, Cennet'in oğlu. Güvercin'i de bulup getirmesine rağmen yarımakıllı olması ile itam edilip hırpalanıyor. Cennet'in oğlu'nu köylülerden ayıran bir diğer özelliği ise adının olmaması, tüm film boyunca Cennet'in oğlu olarak izleriz, onu.

Filme dair sevdiğim bir başka şey ise müzikleri oldu. Hatta, uzun zamanönce severek dinlediğim Candan Erçetin şarkısının bu filmin müziği olduğunu da öğrenmiş de oldum.


Kendime Not: en kısa zamanda Gölgesizler'i oku.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder