Bu Blogda Ara

3 Şubat 2013 Pazar

Yıldız Yaralanması

Yıldız Yaralanması, okuduğum üçüncü Perihan Mağden romanı. İlk olarak İki Genç Kızın Romanı ile okuduğum Perihan Mağden'i geçen hafta Biz Kimden Kaçıyorduk Anne ile okumaya devam ettim. Kütüphanenin raflarında yen kitabını görünce onu da hemen okuyayım istedim, zaten hemen de okudum, bir buçuk gün kadar kısa bir süre sanırım.

Yıldız Yaralanması da, okuduğum diğer iki kitap gibi anne-kız, anneanne-kız arasındaki garip ilişkilerdan bahsediyor. Bazı yerlerde diğer kitaplara çok benzer konular olması da oldukça göze çarpıyor. Emin olmamakla beraber, Perihan Mağden'in hastalıklı anne-kız ilişkileri hakkında yazdığını düşünüyorum. diğer kitaplarını da okuyunca bu konuda netleşirim umarım.

Yıldız Yaralanması'nda en çok hoşuma giden isimler oldu. Yıldız, Yıldız'ın gerçek adı Suna, Yıldız'a hayran olan ergen kız Sun, Sun'un annesi Güneş, Güneş'in anneannesi Sitare, Yıldız'ın annesi Belkıs, Belkıs'ın en yakın arkadaşı ve Yıldız'ın akıl hocası Hikmet Hanım. Sun'un adının hikayesi de oldukça güzel. Annesine göre hayatının sunduğu en güzel şey olduğu için Sun, anneannesine göre Güneş de tutturulmamış güneş gibi parlama bari torununda olsun diye Güneş'in ingilizcesi olan Sun imiş.


Tüm kitap, Sun'un anlatımı ve iç sesi şeklinde gittiği için anlatımı oldukça basit ve akıcı. Diğer kitaplarda da gördüüm gibi kelime öbekleri var, yine. Mesela, 'Yıldız kokusu', 'Yıldız yatağı', 'havuz perisi', 'Belkıs Harabeleri', 'Hayatsız Amip' ve bunlara benzeyen kelime öbekleri. Okuduğum tüm Perihan Mağden kitaplarının en sevdiğim yanı bu kelime öbekleri olsa gerek. Bir de, anlatımın sadeliği ve akıcılığı.

Kitaptan sevdiğim cümleler:

"her şeyi bozacaksan, mahvedeceksen her şeyi, niye başından veriyorsun ki? niye peki, niye?"

"İçini cam kırıkları basmış sanki, hareket ettikçe batıyor."

"Şairin dediği gibi, sabah kahvaltısının mutlaka mutlulukla alakası olmalı."

"Birinin başlattığı yangını başka biri söndüremiyor."

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder