Bu Blogda Ara

3 Aralık 2012 Pazartesi

Bir Süre Yere Paralel Gittikten Sonra

Bir Süre Yere Paralel Gittikten Sonra, Barış Bıçakçı'nın 2008 yılında yayımlanan bir intiharı ve intiharın çevresindekiler anlattığı bir romanıdır. Bir intihar ve intihar sayesinde birbirini anlayan ve yakınlaşan insanlardır, romanın kahramanları. 

Kitabın intihar eden kahramanının adı 'Başak'tır ve ben Barış Bıçakçı'nın bu adı kendi adının içinde bulunan harflerden oluştuğu için seçtiğini düşünmeden edemedim. Başak, intihar eder ve bu durumu annesi, anneannesine söylemez, söyleyemez. Sonrasında da, komşularının kızı anneanneyi Başakmışcasına arar ve Avrupa'da eğitim aldığından bahseder. Telefonlar sayesinde komşu kızı, Başak'ın anneannesi, annesi ve erkek kardeşi ile yakınlaşmaya başlar.

Başak'ın neden intihar ettiğini ve nasıl intihar ettiğini kitabı okurken öğrenemiyoruz ancak her bölümde Başak da dahil olmak üzere tüm karakterlerin iç dünyası hakkında bilgiler edinebiliyoruz. Başak'ın sorunlarından biri 'yabancılık'tır. Ve bunu, Başak'ın "Ben hep bir şarkının ellerindeydim. Bu yüzden aranıza katılamadım." şeklinde fısıldamasından çok net bir şekilde anlayabiliyoruz.
Başak'ın bir diğer sorunu ise babasızlıktır. Yıllar önce babaları tarafından terk edilen Başak ve ağabeyi Umut anneleri evde yokken 'babamız nerede?' oyunu oynarlar, ta ki anneleri eve gelene kadar, annelerinin geldiğini hissettikleri an bir anda oyun biter. Babamız nerede? oyunu ise babalarının nereye gittiğini, neler yaptığını hayal güçlerini kullanarak hikaye şeklinde anlattıkları bir oyundur. Tabi, bu arada Umut hakkında da bir çok öğreniyoruz. hatta okumaya devam ettikçe, anneleri, Umut'un eski sevgilisi, komşuları ve komşularının oğlu hakkında bile. Yani, kitap sadece Başak'ın hikayesinden oluşmuyor. Başak ve çevresini tamamen kapsıyor iç ve dış dünyaları ile tamamen. Kitabın adından da anlaşılabileceği gibi, 'bir süre yere parelel gittikten sonra'yı anlatıyor.

Barış Bıçakçı'nın okuduğum ilk kitabı Bizim Büyük Çaresizliğimiz olmuştu, o yüzden onun kadar sevemedim, ama ondan sonraki en çok sevdiğim Barış Bıçakçı kitabı oldu, Bir Süre Yere Paralel Gittikten Sonra. Adından çok etkilenmiştim, henüz okumaya başlamadan önce. Ardından da, kitabın bölüm adlarından çok etkilendim. En sevdiğim bölüm adı ise, 'Yolun sonuna doğru haklı çıktı Dostoyevski' oldu. Bu bölümün sonunda Umut diyor ki, "Ama, bak yolun sonuna doğru haklı çıktı Dostoyevski. 'Her şeyi fazlasıyla anlamak hastalıktır,' demiş ya... Ben de hastalandım işte."


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder