Bu Blogda Ara

23 Aralık 2012 Pazar

La Strada

La Strada, Gelsomina ve Zampano'nun yollardaki hikayesidir. Siyah beyaz filmin konusu aslıdna oldukça basittir. Göğsünde demir kıran Zampano, trompet çalan Gelsomina beraberce yollarda gezerler, gezici sirke katılırlar. Sonunda Zampano, Gelsomina'yı terk eder. Gelsomina'dan geriye aklında bir ezgi kalır, ve o ezgiyi duyduğu an onu hatırlar ama geç kalmıştır, çünkü Gelsomina ölmüştür. 
Siyah beyaz olmasından dolayı mıdır, bilemedim ama bana çocukken zilediğim Türk filmlerini anımsattı. Sirkler, trompetler, göztei yapan insanlar, yüzünü palyaço şeklinde boyamış insanlar görmeme rağmen salya sümük ağlatmıştır, beni.

Filmdeki karakterler oldukça ilginçtir. Zampano, gögsüyle zinciri kıran, güçlü iri yarı bir adam olmasına rağmen alsıdna çok güçsüzdür. Duygularını belli edemez. Gelsomina'ya sert davrandığı her an, izleyici olrak adamı tokatlamak istersiniz. 

Gelsomina'ya gelince sevmek ve acımak arasında gidip gelirsiniz izlerken. Masumdur, saftır, sevecendir, sevimlidir. Kocaman kocamna gözleriyle bakarak gülümsetir sizi. Matto ona, "Sen ne kadar iyisin. enginar suratınla..." der, ve o yine de gülümser. Üzülüp, kırılınca ağladığı zaman, "Ben bu dünyaya niye geldim ki?" der, o sırada küçük bir çocuğu avutmak istercesine sarılası gelir, zileyenin Gelsomina'ya. Sonra, Matto ona "Acaba neden tutuyor snei? Belki de, seviyordur." dediği an, yüzünün ışıldaması ise görülmeye değerdir. O an, izleyicide de kocaman bir gülümseme olur. 

Matto'yu da çok sevdim, Gelsomina kadar olmasa da. Matto der ki, "Bu dünyada hiçbir şey tesadüf değildir. Bu taş neden burda, bilmiyorum. Ama tek bildiğim, bunun bir nedeni var. Yoksa hiçbir anlamı olmazdı." Bunları söylerken yerden aldığı taşı Gelsomina'ya verir. Gelsomina, taşı alır tutar ve bakar. Sanırım, saklar o taşı. O taş sayesinde umudu artmıştır, Zampano'nun da kendisini seviyor olabileceğine dair. Manastırda kaldıkları gece aralarından şöyle bir diyalog geçer.
"-Zampano, ölürsem üzülür müsün?
-Neden ölmek mi istiyorsun?
-Bir kez ölmek istedim. Onunla kalmaktansa, ölmek daha iyidir diye düşünmüştüm. Şimdi ise, seninle evlenmeye hazırım. Sürekli beraber oluyoruz. Bir taş bile hiç yoktan iyidir." 
Gelsomina, taşın etkisidna kalmıştır ve taştan güç alarak, Zampano'ya sorar, "Beni seviyor musun?" Zampano ise, "Uyu!" şeklinde cevap verir, ona. 

Gelsomina, Zampano'yu terk etmez, edemez. "Ben kalmazsam, kim kalır ki onla?" ve "Benim evim, senin yanındır." der. Gelsomina, Zampano'ya büyük bir sevgi ve sadakat ile bağlanmıştır. Zampano da ona bağlanmıştır, aslında ancak bunu filmin son sahnesinde görüyoruz, ve bu durum içimizde bir burukluğa yol açıyor.

Aslında, film hakkında yazmak istediğim o kadar çok şey var ki, ama bir türlü toparlayamadım. Hüzünlendim, ağladım, gülümsedim. Film, hayatı anlatıyor aslında ve hayattan bir çok şeyi. Saf, masum, iyi kalpli insanların kendilerine ne kadar kötü davranılsa da sevmeye devam edişlerini, güçlü görünümlü zayıf insanları, gülümseyen yüzlerin altındaki hüzünleri, "Herkes kendi tanrısını izler." diyen rahibeleri, sokak çalgıcılarını, sarhoşları ve daha bir çok şeyi... Filmin, bu kadar etkileyici olmasının sebeplerinden biri de belki de, çoğumuzun hep yanında olmak istediğimiz sevdiğimizin, bizi sevmemesi ya da bizi az da olsa sevmesine rağmen bize sevmiyormuş gibi davranması da olabilir. Ya da, bilmiyorum. Bu filmden sonra, "Gelsomina gibi sevmek." ve "Zampano gibi sevilmek." şeklinde cümlecikleri de dilime eklemiş bulunmaktayım.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder